Before our travel, a friend gave us lots of travel magazine clippings, he collected about Morocco. In one of them writer Anthony Sattin was writing about Taroudant, capital city of the fertile Souss valley, 80 km away from the coastal town Agadir..
To tell you the truth, it was a very good piece. Although he explicitly told that there is not much to see, he sold it to us. The title of his article was ''In search of the real deal''. So we took the necessary extra 200 km to find the real deal.
Gezimizden önce bir arkadaşımız, seyahat dergilerinden kestiği Fas ile ilgili bir sürü yazı vermişti bize. Bu yazılardan birinde yazar Anthony Sattin. verimli Souss vadisinin başkenti, ünlü turistik sahil kenti Agadir'e 80 km uzaklıkta olan Taroudant'ı yazmıştı.
Doğrusunu söylemek gerekirse çok iyi yazılmış bir yazıydı ve net bir şekilde şehirde görülecek fazla bir şey yok dese de, Taroudant'ı bize satmıştık. Yazının başlığı Gerçek Fas'ın arayışı idi ve bizde gerçek Fas'ı bulmak için ekstra'dan 200 km yapmayı göze aldık..
Taroudant is called ''little Marrakech'' because of its rich history and miles of red earth walls just like her bigger sister. But as Mr Anthony said there is really not much to see. We took a walk in its two souks and as all souks in Morocco they were really lively. The Berber souk with its exotic name was full of cheap Chinese imports. Arab souk was offering local Moroccan art and goods in much cheaper prices than Marrakech.
Küçük Marakeş olarak bilinen şehir aynı büyük kardeşi gibi zengin bir tarihe ve kilometrelerce uzanan kırmızı surlara sahip, Fakat Bay Anthony'nin dediği gibi hakikaten görülecek fazla bir şey yok. Şehrin merkezine arabayı park ettikten sonra iki souk'unu dolaştık. Fas'ın her yerinde olduğu gibi souklar son derece canlı. Ancak egzotik isimli Berberi souk'u ucuz Çin malları ile doluyken, Arab souk'u Marakeş^ten çok daha ucuz fiyatlara yerel el işleri sunmakta..
For lunch we chosed the best looking place in the main square. As it wasnt looking very promising we ordered a simple omelette, thinking that an omelette is an omelette everywhere. Big mistake..The owner brought us a tajin omelette. There was more oil in it tahn the egg particles and what's more, we had to fight we hundreds of flies for our lunch. It wasnt a very good experience with an empty stomach.
To tell you the truth if you asked me on that day, I would strongly advise you not to Taroudant, but after coming home and getting some rest and digest the trip and the experince, I am glad that we went and see a Moroccan town not invaded by tourists..
As a side note, if you have lots of money, you could stay at La Gazelle d'Or, one of the most expensive hotels at North Africa and I bet you would have a totally different experience of the city like the regulars of the hotel which includes French presidents, rock stars and Farah Pahlavi, the exiled empres of İran..
Öğle yemeği için kendimize meydandaki en iyi lokantayı seçtik. Çok bir şeyler vaat etmediği için birer tane omlet söyledik. Bunu söylerken, omlet her yerde omlettir işte diye düşünüyorduk ama ne büyük yanılgıymış. Bize Fas'ın tajin çömleklerinde pişirilmiş bol yağlı bir omlet geldi, o kadar yağlıydıki, neredeyse içinde yumurta parçacıkları zor bulunuyordu. Bir de bu yemeği yüzlerce sinek ile paylaşmak zorunda kalmakta işin cabası oldu.. Aç karnına kesinlikle hoş bir deneyim olmadı..
Doğrusunu söylemek gerekirse o gün bana sorsanız, kente gitmenizi kesinlikle tavsiye etmezdim, ama uzun bir seyahatten eve dönüp dinlendikten, yaşananları, görülenleri biraz sindirdikten sonra, iyi ki de gitmişiz, turislerin ele geçirmediği bir kenti görmüşüz diyorum..
Bir ek not olarak, eğer çok paranız varsa, Taroudant'da Kuzey Afrika'daki en pahalı otellerden biri olan Gazelle d'or da da kalabilirsiniz ve bahse girerim işte o zaman otelin müdavimleri Fransız Cumhurşakanları, rock yıldızları veya sürgündeki eski İran kraliçesi Farah Pahlavi gibi bambaşka bir deneyimle dönebilirsiniz..